ÇİLEM YAZARIM

ON ÇOCUĞUN ÜÇ KUMANIN BABASI
NE DİYESİN ESKİ DEVRİN MODASI
GAZI BİTER YANMAZ OLUR ÇIRASI
DERDİM DERİN HANGİSİNİ YAZAYIM

ÖZ ANNEMLE ÖVEY ANNEM ÖLDÜLER
ON ÇOCUĞUN BOYNU BÜKÜK KOYDULAR
KEMAHLIYA BİZİ KURBAN KIYDILAR
YARALIYIM DOKUNMAYIN YAZAYIM

ALTI KARDEŞ BİZ EL ELE ÇALIŞTIK
EZİYETE MÜŞKÜLATA ALIŞTIK
MÜFTÜLERE HOCALARA DANIŞTIK
BUNUN GÜNAHI YOK DİYE YAZARIM

SİYAH KALEM YAZAR BEYAZ ÜSTÜNE
GÖNÜL KÜSER YAKININA DOSTUNA
BİLMEM Kİ FELEĞİN BİZE KASTI NE
SİTEMLERİ BEN FELEĞE YAZARIM

HALA ÇEKİYORUM BÖYLECE ÇİLE
ARKADAŞIM YANIK ÖTEN BÜLBÜLE
KADER BENİ ATTI BİR DERİN GÖLE
BOĞULANA KADAR İÇİM YAZARIM

KEDERLİ KEDERLİ ÇIKTIM GURBETE
ÇEKTİĞİM ÇİLELER ÖLEM Kİ BİTE
TANRIDAN DİLEĞİM DUMANIM TÜTE
SESİM DUYURANA KADAR YAZARIM

DAĞOĞLU


HASRET ÇİFTÇİ

Cevizin altına yuva yapardın.
Bohçaları açar peynir kapardın.
Beni aç bırakır, çalım satardın.
Burada peynir yok ki çalasın garga.

Gargadan hiçbir ses alamayan çiftçi,
Garga, bilmez misin kırık çiftçinin kolu,
Hep orada kaldı serveti malı,
Madem mecburiyet hasıl olmadı,
Ne diye çiğnedim bu kadar yolu.

Garga yerinden kalkar, balkonun demirine konar. Şöyle der:

Çift süren kalmadı tarlaya konam,
Bohça açan yok ki peyniri çalam,
Benim de bozuldu geçim düzenim,
Yardım et burada ben de iş bulam.

Çiftçi ‘’Garga bura dosta tavsiye edilecek yer değil, ben ahvali anlatayım sonra beddua etmeyesin.’’
Garga üzülerek ‘’Anlat bakayım çiftçi kardeş.’’ der.

Kahvecilik yapsan dizin yorulur.
Plastikçi olsan kalıp kırılır.
İşçi olsan usta kızar darılır.
Geldiğine pişman olursun garga.

Trene binerken yırtılır üstün.
Yanında oturur görmesin dostun.
Hayatını zehir etmek mi kastın.
Evini yıkmadan köye gir garga.

Buradaki işin ordan zor olur.
Aylığın çoğunu biletçi alır.
Sığmaz yavruların evin dar olur.
Ölmeden mezara girersin garga.

Tükenir aygazın kaynamaz aşın.
Lokantaya gitsen yetmez maaşın.
Yüzüne bile bakmaz dostun kardeşin.
Dönmek de zor olur geç kalma garga.

Çiftçi, dostu gargayı geri göndermek için aylarca uğraşır.
Nihayet garga gelir ‘’çiftçi kardeş gayrı ben gideyim. Bir isteğin var mı?’’ diye sorar.
Çitçi bir müddet gargaya bakar, elleri titreyerek bir sigara yakar.
‘’Garga, dediklerimi aynen yapmaz isen, mahşerde elim yakandadır. Bunu unutma…’’

Şimdi sen kalk buradan git.
Seni fazla üzdüm beni de affet.
Birgün duyarsın ki, çiftçi de ölmüş,
Götür cenazemi orada defnet.

Cenazemi köyde her yeri gezdir.
Mezarımı bizim harmana kazdır.
Bir de taş dik mezarımın başına,
‘’Hasret Çiftçi’’ diye ismimi yazdır.

Çiftçi, yaşlı gözlerini gargadan ayırır,
Yüzünü ellerinin arasına alır bir müddet bekler.
Başını kaldırır gargayı yine karşısında gören çiftçi, ‘’yahu garga sen hala gitmedin mi?’’ der.
Garga, ‘’bir sualim kaldı onu öğrenmeksizin gidemem.’’
Çiftçi, ‘’nedir?’’ diye sorar.
Garga, ‘’Köyde herkesi mezarlığa gömerler, bilirsin. Seni neden harmana gömelim? Yoksa ben yanlış mı anladım?’’
Çiftçi, ‘’doğrudur garga, sebebini anlatayım.’’

Gün gelir orada çift süren olur,
Biçilen ekinler harmana gelir.
Öküzler üstümde çeker düğeni,
Duyar, kemiklerim dinlenir garga.
Harmanı çalanda azalır sızım,
Üstümde sap silkeler gelinim kızım.
Düvene koşulur aslan yıldızım,
Ne derdim kalır ne sızım garga.

Kulağıma gelir makine sesi.
Silinir kalbimin hasreti yası.
Hakikate döner hayal rüyası.
Belki de dirilir kalkarım garga.

Gülalim Cebeci

 

DÜĞÜN TÖREMİZ

KÜÇÜK KEZBANI GELİNLİK TUTTUK
YERLİ YAZMA İLE NİŞANI YAPTIK
BİR ÇUVAL ŞEKERLE DUASIN ETTİK
İŞTE BÖYLE BAŞLAR DÜĞÜN TÖREMİZ

HERKESİ ÇAĞIRIN KINA EVİNE
KINA YAKIN PORİK KESİN GELİNE
CINAKCALI YAĞLIK VERİN ELİNE 
GÜZELLER GÜZELİ BİZİM TÖREMİZ

GELİNİN YANINDA SIRALI KIZLAR
ANE SESİYLE AĞLAYAN GÖZLER
AHÇI ANNE BULGUR PİLAVIN DÜZLER
MIHLAMASI MEŞHUR YEMEK TÖREMİZ

ARADA BİR GÜN VAR GELİN ÇIKMAYA
ARDINDAN SU DÖKÜN GERİ BAKMAYA
OĞLAN EVİ BAŞLAR SİLAH ATMAYA
VALLAHİ GÜZELDİR BİZİM TÖREMİZ

DÜĞÜNCÜLER TOPLANIR KIZ EVİNDE 
GÖRÜMCE GÜLÜYOR KEYFİ YERİNDE
GELİNLE ÇEKİŞİR GÜNÜN BİRİNDE
NE OLURSA OLSUN GÜZEL TÖREMİZ

GELİNİN ÜSTÜNDE EHRAM ALLANIR
SİLAH SESİ İLAHİLER SÖYLENİR
DAVUL VURUR GENÇ İHTİYAR EĞLENİR
TÖRELERİN HASI BİZİM TÖREMİZ

SAĞDIÇLA GÜVEYİ DAMA DİKİLİR
AL ERHAMLI GELİN HEDEF TUTULUR
BASMA MENDİLLE PARA DÖKÜLÜR
DÜNYA DURDUKÇA DUR BİZİM TÖREMİZ

ALACAGIZ OLSUN MURAT BOYLULAR
HEP OĞLAN BÜYÜTÜN ESKİBAĞLILAR
SOLMAZ TOY DÜĞÜNE HAYIRLAR DİLER
BİR SİNİ HELVAYLA GELİN TÖREMİZ

DAĞOĞLU